ÇOCUKLARDA “YAPABİLİRİM” DUYGUSUNU GELİŞTİRECEK 7 BASİT ALIŞKANLIK
  1. Anasayfa
  2. Aile ve Çocuk

ÇOCUKLARDA “YAPABİLİRİM” DUYGUSUNU GELİŞTİRECEK 7 BASİT ALIŞKANLIK

Çocuklarda ben yapabilirim duygusu nasıl geliştirilir? Bu duyguyu sürekli hale getirmek ve güçlendirmek için neler yapmalıyız?

0

Bazı çocukların özgüveni yüksektir. Özgüvenli çocuklarda, ben yapabilirim güveni ve hakimiyet duygusu vardır. Özgüvenli çocuklardaki bu duygular, çocuğun çevresine kolay uyum sağlamasını ve yapıcı düşünceler geliştirmesini aynı zamanda denemekten korkmamasını sağlar. Bu duygu, bazı çocuklarda gördüğümüz ayırt edici bir özelliktir. Ancak her çocuk bu duyguya doğuştan sahip değildir. Bazı çocuklar kendilerini ortaya koymaktan çekinir. Özgüveni yüksek olan çocuklar bile işi yaparken doğru yapmamaktan, onay alamamaktan çekinirler. Peki bu duygu çocukta nasıl yeşerir?

Çocuklarda ben yapabilirim duygusunu geliştirecek bazı temel alışkanlıklara bu makalemizde göz atalım.

1. Çocuğunuzun kendi ihtiyaçlarını karşılamasına izin verin.

Çocuklara yapabilirim duygusunu kazandırmamız gereklidir. Bunu yaparken ilk adımınız onların kendi sorunlarını çözmek konusunda cesaretlendirmektir. Çocuğunun her sorununu kendi sorunuymuş gibi sahiplenen anne babalar, bu beceriyi çocuklarının ellerinden alır çocuklarını zayıflatır. Sorun çözme becerisi eksik olan veya olmayan çocuk ise bir rahatsızlık veya bir eksiklik hissettiğinde endişeli, öfkeli ya da kızgın olacaktır. Kendi hayatı ile ilgili kararlar almak konusunda fırsat bulan çocuklar ise gelişecektir.

 2. Çocuğu güçlü kılan tutarlı ve sürekli ilişkilerdir.

Çocuğu güçlü kılan sahip olduğu iyi ilişkilerdir. Anne babasının sevgisini hissetmiş,  güvenli bağlanmış çocuk daha sağlıklı ilişkiler kurar. Kendisinin değerli olduğuna ve zorlukların üstünden geleceğine dair inancı tamdır. Bu destek sadece ebeveynlerden gelmek zorunda da değildir. Bazen ilgili, özenli bir ilkokul öğretmeni, bazen bir abla, bir abi, bazen de anneanne babaanne ya da dedeler bu boşluğu doldurur. Bu ilişkilerde önemli olan çocukla ilişkinin tutarlı ve sürekli olmasıdır.

 3. Her gün çocuğunuzla en az 10 dakika bölünmemiş bir sohbet.

Çocuğunuzu, dikkatli dinlemenize fırsat sağlayacak anlar çok daha önemlidir. Bu anın en önemli koşulu ise çocuğunuzu önyargısız, yorumsuz dinleme ve koşulsuz kabuldür. Bunun sonucunda ise çocuk konuşma sırasında fikirlerine karşı yaşadığı bu kabulün davranışlarına da yansıyacağını hissedecektir.

 4. Geçmişe dair olumlu hikayeler yazmak.

Çocuğunuz kendini yetersiz hissettiği anlarda, bu herhangi bir konuda olabilir, ona daha önce benzer bir alandaki zorluğu nasıl başarıyla üstesinden geldiğini hatırlatabilir, ya da kendiniz küçük bir başarı öyküsü yazabilirsiniz. Bu hatırlatmada çocuğunuza benzer bir durumda önce nasıl zorlandığını, sonra zorluğun üstesinden gelmek için nasıl harekete geçtiğini, hatta istediği sonucu hemen ulaşamamasının rağmen nasıl defalarca deneyip sonuca ulaştığını hatırlayabilirsiniz

 5. Yaşananı yeniden çerçeveleme.

 Olumlu düşünme gücü ve yapıcılık el ele giden 2 beceridir. Bazı çocuklar, farklı olaylar karşısında üzülmeye, geri çekilmeye ve hayal kırıklığına uğramaya daha yatkın olabilir. Yetişkinler de böyledir. Olumsuz duygular olumsuz düşünceleri tetikleyecek ve bu düşüncelerde bir çocuğun yapacağı şekilde hareket etmesini engelleyecektir.  Bu beceriyi yeniden çerçeveleme adı veriliyor. Çocuğumuzun  kurduğu cümleyi farklı bir açıdan yaklaştığımızda ise, çocuğumuza olayı yeniden değerlendirme ve duygularını değiştirme gücü veririz.

6. Düzenli olarak yeni beceriler edinmek.

Çocuğu farklı alanlarda geliştirmek; öğreniyorum, ben yeterliyim duygusunu kazandırır. Bu beceri eğitimine küçük yaşlardan başlanmalıdır. Örneğin yemeği yaparken ona da bir görev verilmesi, evden çıkarken ışıkların açık olup olmadığını kontrol etmesi,  alışveriş listesinin hazırlanması gibi küçük görevler bile çocuğunuzun kendisini önemli ve yeterli hissetmesini kolaylaştıracaktır. Bu duygu sayesinde çocuk stresli ve karmaşık durumları yönetebilecektir. Küçük bir başarı ise çocuğa biraz daha büyüğünü deneme cesaretini verir. Yapabildikçe ve başarılı oldukça kendilerine güvenleri gelişir.

7. Bir kahramanla özdeşleşmesine izin vermek.

 Çizgi filmler çocuklara süper kahramanların hikayelerini anlatır. Çizgi filmlerinde sıradan hayatlar yaşayan insanlar, zorluklar karşısında olağanüstü şeyler yapar. Çocuklar için kendileri gibi sıradan birinin bir süper kahramana dönüşmesini, istediği yere uçmasını ve girdiği her mücadeleyi kazanmasını izlemek önemlidir.  Kahramanla aralarında kurdukları duygusal bağ ve zaferle biten her maceranın sonunda,  çocuk kendisinin de bir kahraman olabileceği duygusunu yaşar. Çocukların aynı bölümleri defalarca izlemeleri de bu yüzdendir. Aslında onları ilgilendiren hikayenin finalidir. Bu tıpkı çocukların yakartop, yarış ya da kovalamaca gibi oyunları tekrar tekrar oynamak istemesi gibidir. Çocuğun kazandığı her yarış, kazandığı her oyun onun özgüvenine bir tuğla daha koyar.

Bu önerileri hayatlarına taşıyan ebeveynlerin çocukları; harekete geçmek, risk almak, sorun çözmek konusunda bir adım daha ilerde olacaktır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir